KÜÇÜK AMA DOLU DOLU BİR KÖY
Hallstatt'a Viyana'dan ortalama 3 saatlik araba yolculuğuyla ulaşabileceğiniz gibi trenle gelmek de mümkün. Biz çocuğumuz küçük olduğu için araçla gelmeyi tercih ettik. Sanirim trenle aktarma yapmak gerekiyormuş. Tren istasyonu gölün karşısında. Her tren saatinde Hallstatt'a tekne var.
İstanbul'dan gelmek isterseniz 2.5 saatlik uçak yolculuğu sonunda Salzburg'a gidip,oradan otobus ya da trenle geçebilirsiniz. Salzburg havalimanindan araç da kiralayabilirsiniz.
Tekne saatleri |
Köye adımınızı atar atmaz buyuleniyorsunuz.
Köy o kadar temiz ve bakimli ki tarihinin 7000 yıl öncesine dayandığına inanamazsınız.
Aracınızı köyün girişindeki otoparklara bırakmanız gerekiyor (günlük 9 €). Köyde yaşayanlar hariç içeriye araç girişi yasak.
Otoparklarda oteller için ücretsiz transfer araçları bulunuyor. Onlara binerek otelinize ulasabilirsiniz. Biz manzara eşliğinde yürüyerek gitmeyi tercih ettik.
Otelimizi Booking'den ayarladık. Heritage Hotel'e 2 kişilik oda/kahvalti için 178 € ödedik (Mart 2016)
Otel bulma konusunda bi kaç ayrıntı:
- Konaklama kısıtlı olduğu için erken rezervasyon yaptırın. Oteller genellikle dolu oluyor.
- Eger kendi aracinizla gidecekseniz 4 km uzaklıkta, gölün karşısında bulunan köyde de konaklayabilirsiniz. Oradaki oteller hem daha boş hem de daha uygun.
Otel resepsiyonunda bizi geleneksel kıyafetli bir görevli karşıladı.
Bu otel birbirinden ayrı 3 binadan olusmakta. Cunku bu koye yeni bina yapmak yasak. O nedenle buyuk yildizli oteller bu sekilde bi kac binaya yayilarak oda sayilarini tamamliyorlar. Bir görevli eşliğinde kalacağımız yere kadar yaklaşık 600-700 m kadar yürüdük.
Biz internetten otelin konumuna baktığınızda göl kenarında konaklayacagimizi düşündük. Sizler de böyle düşünmeyin. Herhangi başka bir binaya goturulebilirsiniz ama nereye giderseniz gidin manzara bir harika.
Odamizin konumu çok güzeldi. Yüksekte, göl manzaralı ve geniş ahşap balkonlu. Odanın içi de çok güzeldi. Kahveleri Nescafe, banyo kozmetik ürünleri de L'occitane markaydi.
Balkonumuzdan manzara |
Paskalya nedeniyle olsa gerek pazar sabahına (07.30) bando sesleriyle uyandık.
Hallstatt da 2 kilise var. Birisi göl kenarında diğeri ise yukarıda. Yukarıdaki kilisenin bahçesi aynı zamanda köy mezarlığı.
Mezarlarının bakımlı oluşu ve temizliği tebrik edilesi. Hepsi birer sanat eseri gibi
Bu mezarliga defnedilenlerin iskeletleri, mezar alanindaki yetersizlik nedeniyle 15 yıl sonra çıkartilip yanındaki kule içine konuluyormuş (Beinhaus / Kemik Evi). Boşalan mezara da yeni biri gömülüyormuş. Kemik evinin kapısını zorladık ama ne yazık ki kapalıydı.
70'li yıllarda Katolik Kilisesinin ölülerin yakılmasını onaylanmasından sonra bu uygulama son bulmuştur.
Her yerde öyle mi bilmiyorum ama Avusturya'da gördüğünüz kiliseler dışarıdan ne kadar küçük ve sade görünse de içleri çok gosterisli.
Heykellerin yüzündeki ifadeler çok gerçekçi. |
Yerdeki yatağı anlayamadım. Sanki yeni bir cenaze var gibi. |
Almanya ve Avusturya'nin geleneksel kıyafeti olan Drindl kiralamak mümkün. Aşağıdaki kulubemsi dükkandan saatine 20 € ödeyerek köy içinde gezebilir, fotoğraf çekilebilirsin.
Köyün bir de meydanı var "Market Square"
Zaman zaman bando konserlerinin verildiği meydanın şu anki haline bakmayın. Normalde çok renkliymis. Şu an çevre düzenlemesi yapiliyor.
Ayrica bu meydan da carsamba gunleri yerli halkin ihtiyaclari karşılaması icin pazar kuruluyormus.
Otopark alanından köye doğru ilerlerken dağ boyunca uzanan finiküler yolunu göreceksiniz. (Salzbergbahn)
Bazı bölümlere kayarak iniliyormus.
En çok da bu anı yaşamak isterdim. Sırf bunun için bir gun geri döneceğim ;) |
Burası dünyanın en eski tuz madeni olarak biliniyor.
Yukarı çıktığınızda Sky Walk / Gökyüzü Yürüyüşü gözlem terasini goreceksiniz. Burdan Hallstatt'i 360 metre yüksekten izleyebilirsiniz. Tabi cesaretiniz varsa.
Burası dünya tarihinin en eski tuz madeni olarak biliniyor.
Hallstatt UNESCO Dünya Miras Alanı içindedir.
Burdan sezon başlangıç tarihini görebilirsiniz. 09.04.2016 |
Sezon açılmadığı için mi yoksa Paskalya Tatili nedeniyle mi bilinmez yemek yiyebileceğimiz 1-2 yer dışında her yer kapalıydı.
Gittiginizde açıksa göle karşı burada yemek yemenizi öneririm. |
Yaz aylarında elektrikli teknelerle göl gezintisi yapilabiliyormus.
Tekne istasyonu |
Köy girişinde bir de camping alanı bulunuyor. Ayrıntılı bilgi için tık tık...
Masalsı köyden bir kaç güzel kare
Şu ağacın güzelliğine bakar mısınız. |
Köydeki yapılar Ronesans doneminden 400-500 yillik gecmise sahip.
Küçük bir şelale |
Bu evin verandasina bayıldım. |
Bu nokta Hallstatt'ta en çok selfie çekilen yermiş. |
Evin duvarındaki güneş saati çok orjinal |
Mete burayi kendi evi gibi sahiplendi 😀 |
İnsan bu manzaranin gerçek olduğuna inanamıyor.
Hatira ya da hediyelik olarak, buradaki tuz madeninden cikarilan pek cok urun bulabilirsiniz. Bizim tercihimiz bu oldu. Tuz kutlesinden yapilan bu urunu mumluk olarak da kullanabilirsiniz.
Taş magnet olarak da bunu tercih ettik.
Ve bavulumuzu alip düştük yollara... dönüş zamanı
Yolunuz Avusturya'ya düşerse Hallstatt'a uğramadan dönmeyin ve bizim atladığınız biseyler varsa deneyimlerinizi bizimle paylasin.
Guzel seyahatler dileklerimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder